Avukat Nur AKKOÇ

İkinci El Araç Satışlarında Hukuki Düzenlemeler - Avukat Nur AKKOÇ

İkinci El Araç Satışlarında Hukuki Düzenlemeler

İkinci El Araç Satışlarında Hukuki Düzenlemeler

İkinci el araçlar, ayıplı mal rejimi bakımından bazı özel düzenlemelere tabidir. Öncelikle, 6502 sayılı Kanun kapsamına girmesi için satışın tüketici işlemi niteliğinde olması gerekir. Yani ikinci el aracı satan kişi/kurum ticari veya mesleki faaliyet kapsamında satıcı olmalı, alıcı da tüketici olmalıdır. Eğer satış, tamamen bireysel iki kişi arasında gerçekleşiyorsa (örneğin bir şahsın kendi aracını bir başka şahsa satması), bu işlem tüketici işlemi sayılmayacak ve TKHK hükümleri uygulanmayacaktır. Böyle bir durumda alıcının hakları genel hükümler (Türk Borçlar Kanunu) çerçevesinde değerlendirilir.

İkinci el araç satışlarında, satıcının sorumluluğu yeni araç satışına kıyasla süresel olarak kısaltılabilir olsa da (yukarıda belirtildiği gibi min. 1 yıl), ayıplı mal kavramı ve tüketici hakları aynen geçerlidir. Tüketici, ikinci el bir araçta ayıp tespit ettiğinde yine bedel iadesi, indirim, ücretsiz onarım veya araç değişimi haklarını kullanabilir. Kanunun bu konuda ikinci el araçları özellikle kapsam dışında tutmadığının altı çizilmelidir. Nitekim Ticaret Bakanlığı’nın bilgilendirmesine göre, ikinci el aracın ayıplı olması halinde de 6502 sayılı Kanun kapsamındaki haklardan yararlanmak mümkündür.

İkinci el araç satışları için son yıllarda yürürlüğe giren önemli bir düzenleme, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik’tir. Bu yönetmelik uyarınca, galerici gibi yetki belgesine sahip işletmeler ikinci el araç satarken bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır:

                •  Ekspertiz raporu zorunluluğu: Belirli kilometre ve yaş sınırındaki araçlar için satıştan hemen önce TSE belgeli bir ekspertiz merkezinden oto ekspertiz raporu alınmalıdır. Yönetmelik, 8 yaş veya 160.000 km altında olan araçlar için ekspertiz raporunu zorunlu kılmıştır. Raporun bir nüshası alıcıya verilir ve raporlar 5 yıl saklanır. Noter satış işlemleri de, bu rapor olmadan gerçekleştirilememektedir. Ekspertiz raporunda aracın genel durumu, varsa arızaları, boyalı/değişen parçaları ve kilometre bilgileri ayrıntılı olarak yer alır. Bu sayede alıcının aracı tüm önemli yönleriyle tanıması hedeflenir.

                • Taşıt teslim belgesi: Satış sırasında, noterde ayrıca Taşıt Teslim Belgesi düzenlenmesi zorunludur. Bu belgede aracın kilometre bilgisi, hasar durumu, boyalı veya değişmiş parçaları gibi bilgiler yazılı olarak alıcıya sunulur. Böylece taraflar arasında aracın mevcut durumu konusunda yazılı mutabakat sağlanır.

                • Garanti şartı: Yetki belgesine sahip işletmeler, sattıkları ikinci el araçlar için asgari 3 ay veya 5.000 km garanti vermek zorundadır. Bu garanti, motor, şanzıman, diferansiyel, elektrik sistemi gibi ana aksamı kapsar ve araç teslim tarihinden itibaren başlar. Belirtilen süre veya kilometre içinde bu bölümlerde bir arıza meydana gelirse, alıcı aracı satıcı işletmeye geri götürebilir ve arızanın giderilmesini talep edebilir. İşletme, aracı teslim almasından itibaren en fazla 30 iş günü içinde arızayı gidermekle yükümlüdür. Tamir masrafları bu garantinin bir parçası olarak işletme tarafından karşılanır. Bu düzenleme, ikinci el araç alan tüketicilerin kısa vadede ortaya çıkabilecek büyük masraflı arızalara karşı korunmasını amaçlamaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki garanti kapsamında olmayan hususlar da yönetmelikte tanımlanmıştır (örneğin belirli aşınan parçalar veya tüketici hatasından kaynaklı arızalar kapsam dışı olabilir).

Yukarıdaki özel uygulamalar, tüketicinin ikinci el araç pazarında korunmasını güçlendiren düzenlemelerdir. Ekspertiz raporu ve taşıt teslim belgesi, satıcının aracı tüm gerçek bilgileriyle sunmasını sağlarken, garanti zorunluluğu da satış sonrası kısa dönemde ciddi kusurların masrafını satıcıya yüklemektedir. Bunlar, 6502 sayılı Kanun’daki ayıplı mal hükümlerine ek olarak, daha spesifik korumalar getirir.

İkinci el araçlarda ekspertiz raporunun hukuki etkisi de önemlidir. Satıcının sağladığı veya alıcının kendi aldığı ekspertiz raporunda aracın belirli kusurları açıkça belirtilmişse, artık alıcı bu kusurlar için ayıplı mal iddiasında bulunamaz, zira durumu bilerek aracı almıştır. Gerçekten de, ekspertiz raporunda yer alan hasar ve arızalar alıcı tarafından bilinen ayıp haline gelir. Bu nedenle raporda yazılı konularda satıcı sorumluluktan kurtulur. Ancak raporda yer almayan bir kusur daha sonra ortaya çıkarsa, bu durum hala ayıp kapsamında değerlendirilir ve satıcının sorumluluğu devam eder. Örneğin ekspertiz raporunda sadece kaporta boyalı parçalar belirtilmiş, fakat aracın şanzımanında bir arıza raporda yer almamışsa ve bu arıza sonradan ortaya çıkarsa, satıcı bundan sorumlu olacaktır. Ayrıca, ekspertiz raporunun hatalı veya eksik hazırlanması halinde de tüketici karşısında sorumluluk satıcıdadır. Satıcı, kusuru uzman raporuna dayanarak bilmediğini savunamaz; bu durumda satıcı, raporu düzenleyen ekspertize karşı ayrı bir hukukî girişimde bulunabilir ancak tüketiciye karşı sorumluluğu devam eder.

Benzer şekilde, ikinci el araçlarda hasar geçmişinin şeffaflığı da ayıp değerlendirmesinde rol oynar. Türkiye’de araçların geçmiş kazaları ve hasar kayıtları TRAMER (Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi) sistemi üzerinden sorgulanabilmektedir. Eğer bir aracın geçmişinde kayıtlı kazalar varsa, alıcı bu bilgilere ulaşabilir durumda kabul edilir. Aracın hasar kaydının bulunması ve bu bilginin alıcıya sunulması halinde, artık alıcı bu önceden olmuş kazalar için ayıplı mal hükümlerine başvuramaz, çünkü durumu bilerek aracı satın almıştır. Örneğin satın aldığı aracın geçmişte pert kaydı olduğunu öğrenen bir tüketici, bu durumu bilerek aldıysa sonradan “araç ayıplı” diyerek pert kaydı için hak iddia edemez. Ancak bazı kazalar resmi kayıtlara geçmeden onarılabilmektedir. Eğer araç, geçmişte ciddi bir kaza geçirmiş fakat bu kaza hasarı sigorta kaydına (TRAMER’e) yansımadan özel bir tamirhanede giderilmiş ve satıcı bu durumu alıcıdan gizlemişse, işte bu gizli ayıp teşkil eder. Tüketici sonradan aracın böyle bir ağır hasar geçmişi olduğunu öğrenirse, elbette ayıplı mal hükümlerine başvurabilecektir. Yargıtay kararları da, satıcının bildiği ciddi hasarları alıcıdan saklamış olmasını hile olarak değerlendirmekte ve tüketiciye sözleşmeyi iptal hakkı tanımaktadır. Hatta satıcı hasar bilgisini verse bile, hasarın sonuçları hakkında yanıltıcı beyanda bulunmuşsa (örneğin “evet kaza oldu ama sadece tampon değişti, başka hiçbir sorun yok” deyip aslında şasi eğriliğini gizlemişse), bu durumda da alıcı yanıltıldığından ayıp hükümlerine başvurabilir.

Sonuç olarak, ikinci el araçlarda satıcının sorumluluğu, aracın durumunun doğru beyan edilmesine ve belgelenmesine sıkı sıkıya bağlıdır. Kanun ve ilgili yönetmelikler, satıcının sorumluluğunu netleştirmek ve alıcının bilgiye dayalı karar vermesini sağlamak üzere özel hükümler getirmiştir. Tüketiciler de ikinci el araç alırken bu haklarının farkında olmalı; ekspertiz raporu istemeli, taşıt teslim belgesini dikkatlice incelemeli ve mümkünse araç geçmişini araştırmalıdır.

Teknik Detaylar: Gizli Ayıplar, Ekspertiz Raporu Uyuşmazlıkları, Onarım Geçmişi

Gizli ayıplar:

Yukarıda da değinildiği gibi, gizli ayıp ilk bakışta anlaşılmayan, sonradan ortaya çıkan kusur demektir. Özellikle otomotiv sektöründe birçok ayıp gizli niteliktedir; araç kullanımdayken belirli kilometreden sonra arıza verebilir veya belirli şartlarda ortaya çıkabilir. Örneğin fabrika çıkışlı bir üretim hatası, ancak araç bir süre kullanıldıktan sonra kendini gösterebilir (klima sisteminin gaz kaçağı, motor bloğundaki döküm hatası gibi). Türk hukukunda gizli ayıplar için tüketici lehine 6 ay içerisinde ortaya çıkanlar bakımından karine getirilmiş (yukarıda açıklandı) ve ayrıca ihbar süresinde ortaya çıktıktan sonra makul süre kuralı benimsenmiştir. Gizli ayıp tespit edildiğinde, tüketici bunu ispat için teknik bilirkişi görüşü almalı ve ayıbın kullanıcı hatasından değil, üretim veya önceki kullanımdan kaynaklı olduğunu belgeleme yoluna gitmelidir. Birçok Yargıtay kararında, “adi bir muayene ile ortaya çıkarılamayacak kadar gizli” ayıplarda alıcının derhal ihbar koşulunu yerine getirmesi kaydıyla korunacağı belirtilmiştir. Gizli ayıbın varlığını ispat için servis kayıtları, parçaların incelenmesi, gerekirse keşif yapılarak araç üzerinde bilirkişi incelemesi gibi yöntemlere başvurulur. Özellikle imalat hataları (örneğin kronik şanzıman arızası gibi) gizli ayıp kapsamında değerlendirildiğinde, tüketici çoğunlukla değişim veya iade hakkı elde edebilmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yukarıda bahsedilen kararında, aracın aniden yanmasına yol açan elektrik sistem arızası “üretim kaynaklı gizli ayıp” olarak nitelendirilmiş ve tüketiciye yenisiyle değiştirme hakkı tanınmıştır.

Ekspertiz raporu uyuşmazlıkları:

İkinci el araçlarda ekspertiz raporu alınması olağan hale gelmiştir. Ancak bazen ekspertiz raporları ile araçtaki gerçek durum uyuşmayabilir. Ekspertiz raporunun eksik inceleme yapması veya hatalı bilgi vermesi halinde, sonradan ortaya çıkan bir problemde satıcı “raporda da temiz çıkmıştı” diyerek sorumluluktan kaçınamaz. Hukuken, tüketici ile satıcı arasındaki ilişkide ekspertiz raporu üçüncü kişi konumundaki bir uzmanın beyanıdır; satıcının sorumluluğunu ancak raporda açıkça belirtilen ve alıcının kabul ettiği kusurlar bakımından kaldırır. Eğer rapor yanılmışsa, bu risk satıcı üzerinde kalır. Satıcı daha sonra ekspertiz firmasına karşı rücu edebilir, ancak tüketiciye karşı sorumluluğu devam eder. Uygulamada son yıllarda “ekspertiz şirketinin hatalı raporu” nedeniyle satıcının tazminat ödeyip sonra ekspertize dava açtığı örnekler görülmektedir. Bu nedenle, satıcılar da güvenilir ve sertifikalı ekspertiz şirketleriyle çalışmaya özen göstermektedir. Tüketici açısından bakıldığında, ekspertiz raporunda belirtilmeyen bir kusur çıktıysa, haklarını aramak konusunda tereddüt etmemeli; zira hukuk onu korumaktadır. Ayrıca ekspertiz raporu alıcının talebiyle alınmış ve orada da kusur görünmemişse, tüketici direkt satıcıya değil belki ekspertiz şirketine karşı da sorumluluk iddiasında bulunabilir; ancak genellikle tüketici satıcıya yönelir, satıcı da ekspertize rücu eder. Özetle, ekspertiz raporları ikinci el piyasasında şeffaflığı artırsa da, kesin ve bağlayıcı değildir; sonradan tespit edilen ayıplarda hala satıcının sorumluluğu esastır.

Aracın onarım geçmişi (servis kayıtları):

Bir aracın daha önce geçirdiği arızalar ve yapılan onarımlar, o aracın değeri ve performansı için belirleyici olabilir. Özellikle ağır hasar alıp onarılmış araçlar veya kronik arızalar nedeniyle tekrar tekrar servise gitmiş araçlar, bu geçmişleri alıcıdan gizlenmişse ayıp teşkil edebilir. Yargıtay, bir kararında, satışa konu aracın ciddi bir mekanik arızayı geçmişte yaşadığını ve tamir edildiğini, bunun aracın piyasa değerini düşürecek nitelikte olduğunu, bu bilginin alıcıya verilmemiş olmasını da ayıp kapsamında değerlendirmiştir. Zira her ne kadar araç o an çalışır durumda olsa da, geçmişteki büyük bir arıza ya da kaza “ayıp bilgisi” olarak paylaşılmalıdır; aksi takdirde alıcının beklediği değer ve performans kriterleri zedelenir. Bu bağlamda, ikinci el araç satın alan tüketiciler için Tramer kayıtları yanında mümkünse servis bakım kayıtlarının incelenmesi de tavsiye edilir. Aracın yetkili serviste tüm geçmiş işlemleri görülebiliyorsa, tüketici bunu isteyebilir. Satıcının beyanı ile servis kayıtları çelişiyorsa, burada satıcının gerçeği gizlediği sonucuna varılabilir.

Örneğin, satıcı “bu araçta daha önce motor açılmadı” demiş olsun, ancak servis kayıtlarında 1 yıl önce motor revizyonu yapıldığı görülsün. Bu durumda satıcının beyanı gerçeğe aykırı olduğundan, araçta ciddi bir işlem yapıldığı bilgisi gizlenmiştir ve bu husus ayıp sayılır. Tüketici, aracı bu haliyle almayabilirdi veya daha düşük bedel öderdi. Dolayısıyla söz konusu gizli bilgi, sözleşmenin esaslı unsuru haline gelebilir. Mahkemeler de bu gibi durumlarda tüketiciyi haklı bularak sözleşmeyi feshetme veya bedel indirimi yoluna gitmektedir.

Kilometre düşürme (KM sahteciliği):

Teknik bir ayrıntı olmakla birlikte, pratikte sık karşılaşılan ve hukuken ayıplı mal kapsamına giren bir durum da aracın kilometre sayacının müdahaleye uğramasıdır. İkinci el araçlarda daha yüksek fiyat için kilometrenin düşürülmesi maalesef zaman zaman yapılmaktadır. Yargıtay, araç kilometresinin düşürülmüş olmasını alıcının ekonomik açıdan aldatılması ve malın değerinin gerçekte olduğundan farklı gösterilmesi olarak değerlendirmekte ve bunu ayıplı mal kapsamında görmektedir. Satıcı, aracı kendisi de o şekilde aldıysa ve haberi olmadığını savunsa bile, objektif olarak bakıldığında araç ayıplı hale gelmiştir (çünkü beklenen değeri ve performansı kilometre bilgisi etkiler). Bu durumda da tüketici 6502 sayılı Kanun’daki haklarını kullanabilir. Nitekim, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi birçok kararında kilometresi düşürülmüş araç satışı nedeniyle tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kabul etmiştir. Hatta satıcının bu durumdan haberdar olmaması, iyi niyetli olması dahi sonucu değiştirmemektedir; zira Kanun, satıcıyı kusuru olmasa bile ayıptan sorumlu tutar. Satıcı ancak bunu satıştan önce açıkça belirtmişse sorumluluktan kurtulabilir.

Sonuç olarak teknik detaylar açısından, tüketicinin bilmediği ve bilemeyeceği her türlü önemli kusur veya bilgi, aracın ayıplı sayılmasına yol açabilir. Satıcıların aracı tam şeffaflıkla tanıtmaları, varsa tüm kusur ve geçmişini dürüstçe açıklamaları hem yasal bir zorunluluktur hem de ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları önler. Tüketiciler de araç alımında titiz davranmalı, gerekli kontrolleri yapmalı ve güvendikleri kurumlardan destek almalıdır. Unutulmamalıdır ki, tüketici hukuku, iyi niyetli tüketiciyi korumak üzere güçlü haklar tanımış durumdadır. Ayıplı araç satışıyla karşılaşan bir tüketici, yasaların kendisine sağladığı bu hakları bilinçli şekilde kullanarak mağduriyetini giderebilir. Kanun hükümleri, ilgili yönetmelikler ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da tüketicinin yanında olup, hileli ve kusurlu satışların yaptırımsız kalmamasını sağlar.

Av. Nur AKKOÇ

Kaynaklar:

                •  6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)

                •  Ticaret Bakanlığı Tüketici Bilgi Rehberi – Ayıplı Mal ve Hizmetler

                •  Yargıtay Kararları (HGK 2021/1419, 13. HD ve 11. HD Emsal Kararları)

                •  İkinci El Motorlu Kara Taşıtları Ticareti Hakkında Yönetmelik